İletişimin Karmaşıklığı…
İnsan, düşündüğüyle söylediği, söylediğiyle anlaşıldığı arasındaki derin boşluklarla çevrili bir varlıktır. Düşüncelerimiz, kelimelere dökülürken biçim değiştirir; söylediklerimiz, karşımızdaki kişinin algı süzgecinden geçerken bir kez daha farklılaşır. Bu karmaşık süreçte iletişim, çoğu zaman beklediğimizden çok farklı sonuçlar doğurur. İşte tam da bu noktada, yanlış anlaşılma olasılığı kaçınılmazdır.

Yanlış Anlaşılmaya Neden Olan 9 Şey:
1. Düşündüğün: Söylemek istediğimiz öz.
2. Söylemek İstediğin: Aklımızdan geçeni dışa vurma çabamız.
3. Söylediğini Sandığın: Kendimizi ifade ettiğimizi düşündüğümüz an.
4. Söylediğin: Gerçekte ağzımızdan çıkan kelimeler.
5. Duymak İstediği: Karşımızdakinin bilinçaltında beklediği mesaj.
6. Duyduğu: Karşı tarafın kulağına gelen ifadeler.
7. Anlamak İstediği: Kendi filtrelerinden geçirerek çıkardığı anlam.
8. Anladığını Sandığı: Algıladığını düşündüğü mesaj.
9. Anladığı: Son olarak kafasında oluşturduğu gerçeklik.
Bu dokuz aşamanın her biri, iletişimin ne kadar karmaşık ve hassas bir süreç olduğunu ortaya koyar.
Algılar ve Deneyimler:
Her insan, iletişimi kendi geçmiş deneyimleri, duygusal durumu ve beklentileriyle harmanlayarak anlamlandırır. Bu yüzden masum bir niyetle söylediğimiz bir söz, karşımızdakinin geçmişte yaşadığı olumsuzluklarla birleşip, beklemediğimiz bir tepkiye yol açabilir. Bu, sadece bir iletişim kazası değil, aynı zamanda bireylerin iç dünyalarının ne kadar farklı olduğunun bir göstergesidir.
Kendi İç Dünyamız ve Yansımalar:
“Kişi kendindekini söyler, kendindekini görür” sözü, insanın başkalarını algılayışındaki temel gerçeği işaret eder. İnsan, başkalarında gördüğü kusurları, çoğu zaman kendi içinde çözmesi gereken eksiklikler üzerinden fark eder. Bu durum, hem eleştirilerimizde hem de övgülerimizde kendini gösterir. Başkalarında rahatsız olduğumuz şeyler, aslında kendi iç dünyamızın bir yansıması olabilir.
Bu farkındalıkla başkalarını eleştirirken, dönüp kendimize bakmamız ve bu eleştirilerin kaynağını içsel olarak sorgulamamız, bizi daha olgun bir birey yapabilir. Çünkü başkalarını anlamak ve affetmek, önce kendimizi anlamaktan ve kabul etmekten geçer.

Farkındalık ve Empati:
Bu karmaşık iletişim süreçlerini yönetmek için farkındalık ve empati iki temel araçtır. Empati, karşımızdaki kişinin hislerini, düşüncelerini ve algılarını anlamaya çalışmaktır. Farkındalık ise, kendi niyetlerimizin ve sözlerimizin karşı tarafta nasıl algılanabileceğini görme çabasıdır.
• Empati kurun: Karşınızdaki kişinin algısını değiştiremeyebilirsiniz, ancak onu anlamaya çalışmak ilişkinizi güçlendirebilir.
• Niyetinize sahip çıkın: Masum bir niyetiniz yanlış anlaşıldığında, bunu açıklayın ama uzatmayın.
• Kendinizi tanıyın: Eleştirilerinizin ya da yargılarınızın aslında kendi iç dünyanızın bir aynası olabileceğini unutmayın.

İletişimin Özeti:
İletişim, sadece bir şeyler söylemek değil, aynı zamanda anlamak ve anlamlandırmaktır. Herkesin dışarıya yansıttığı bir yüzü ve içinde sakladığı bir gerçeği vardır. İnsanların bu saklı dünyalarını anlamaya çalışmak ve onların bize gösterdikleri yüzün ardında ne olduğunu fark etmek, daha güçlü ve sağlıklı bağlar kurmamıza yardımcı olur.
Bir yanıt yazın